Eve, neşe ve mutluluk getiren bu küçük yavrucağı ge-lincik de çok sevmiş, artık, ailesi olarak gördüğü bu anne ile yavrucağa gönülden bağlanmıştı. Ka-dın, tek başına tüm zorluklara gö-ğüs germek ve yavrusuna bakmak zorunda olduğunu biliyordu. Tüm zorluklara rağmen, günler geçti. Eve yiyecek alabilmek için çalışmak zorunda kalan ka-dın, bir gün yavrusunu ge-lincikle evde yalnız bırakarak, çalışmak üzere tarlaya gitti. Yorucu bir günün ardından, akşam eve dönen ka-dın, ge-linciği ağzı kanlı bir halde yerde yatarken bulunca, beyninden vurulmuşa döndü.
Çıldırmışçasına, yerde yatan ge-linciğe sarılıp, oracıkta hayvanı öldürdü. Tam o sırada, be-beğin odasından bir ağlama sesi ge-lince, anne, doğruca odaya yöneldi ve heyecanla odaya girdi. Odada, beşiği, beşiğin içinde gülücükler dağıtan be-beğini ve be-beğin yanında duran parçalanmış yılanı gördü…. Einstein’in söylediği varsayılan bir sözü vardır: “İnsanlardaki önyargıyı parçalamak, benim, atomu parçalamamdan çok daha zor